Ana içeriğe atla

Hiçliğin Virgülsüz Noktası

  Sonbaharın ortasında esen o ılık rüzgarla yitiriyordu yapraklarını ağaçlar.Başka bir baharı ümit ederek, içindeki şüpheyle.Etrafıma kulak kesilebilseydim duyabilirdim o hışırtıları, hırıltılardan öte. Anlık geleceklere bu denli bağlıyken geçmişle ilişiğimi koparamamam kronikleşmişti artık.Her koku, eşya, olayda iyi olanı değil de yanlış, sakat olan bakış açımın sonuçlarını görmek beni daha da derinlere itiyordu.Bazen beynimin içine kocaman hortumları sokup çeşmeyi de sonuna kadar açmayı planlıyorum.Keşke bu elma yıkamak kadar kolay olabilseydi. Gereksiz yere vücudum yorulmaz, sınırlarım daralmazdı.

   Sebep olduğum her şeyden dolayı herkesten özür dilemiyorum. çünkü ben de herkes gibi, bir sonucun parçasıyım. Hepimiz derede yuvarlanan taşlarız ve bir yerlere çarparak bir boşluğa yerleşmek istiyoruz. Boşluk dedim değil mi? Belki de yarımızdan çoğunun içinde bulunduğu durum, velhasıl boşluk aynı boşluk değil. İçimde her yağmur yağdığında, ayaklarım bir kez daha yere basıyor ve gözyaşlarımda gözlerim, hiçbir şey olmamış gibi bakmaya başlıyor. Yani  iki kere üçün sekiz olduğunu bildiğim halde kandırmaya devam ediyorum kendimi.

   İçimde ciddiyetini korumuş milyonlarca yumurta var. Evet yumurta ! Kötülüklerimle besliyorum onları tüm iyilikler, etrafında kaygan bir yapı oluşturmuşken. Tüm şüpheci, korunaksız,korkak, çelimsiz duygularım var milyonlarcasının içinde. Kadın olduğum için tüm bunlar, kadın olduğum için.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Muhtelif Gülüşler

 Koskoca 4 yıl geçmiş evim dediğim yerden geçmeyeli, sokağına uğramayalı ve hatta perdelerini aralamayalı. Vuran her rüzgarla aralanmış, doğan her güneşle biraz daha yıpranmışım.   Bulanıncaya kadar gökyüzü kızıla, Ben hangi günün sabahındayım ya da akşamında? İçimi gizlerken bileylediğim bıçak kimbilir hangi kapının ardında? Kendime hesap verememişken alacaklılar dikilmesin diye karşıma. Onca özleme gebe rüyalardan uyandım soluksuz, sabahın kör karanlığında. Çiçeklerle bezeli kocaman bir halı olmuş gülüşlerim Yoktan var ettiğim sevgilerim, heveslerim, iç çekişlerim doluşmuş gizliden gizliye Sonra bir gülmüşüm, bir övünmüşüm, bin ölmüşüm. Bir uzamış bir kısalmışım Serap gibi... Ard arda dayamışım kadehleri boğazıma takılmasın diye uktelerim eteğimdeki taşlara Duymasınlar diye içimdekileri, uzatıyorum gülüşlerimi sere serpe  Güneşte dinlendirip zor zamanlarıma saklıyorum, sarıyorum, yakıyorum Yoksa saklanıyor muyum? Ardımda kaç bulut bıraktım bilmeden, Zamanı gelen bir dam...

Ayrık Otu

Elle tutulur, gözle görülür sınırlar içinde Sahibi hükümsüzken evrenin, topuğumdaki çamur hatırlatıyor Ve saniyenin dörtte biri hızında devrini değiştiriyor zihnimin. Yalnızca bedenim değil, eteğimdeki taşlar da gark oldu toprağa, Geriye doğru sayarken nefesim tükendi, alacakaranlığın üstüne bir sessizlik çöktü. O karanlıkta kaybettim bilincimi, akıp gitmeyen ne varsa takıldı, tökezledi, uçtu. Rüzgar şiddetlendikçe suratıma inen kırbaç sayısı arttı. Gözümü açtığımda ayrık otları süpürüyordu gökyüzünü. Bir ben kaldım onca ağırlığımla, muzdarip olduğumu görüyorlar mıdır ki? Ne garip hiç ses çıkarmadan başkaldırmak birilerine / bir şeylere, Fütursuzca çoğalırken her biri, aynı dengede aynı sürgünde. Tenimde hissediyorum seher yelini; alacaklı sanki İsmiyle müsemma, canımdan bi...

Gecenin Siyah 'Ben'i

                                                                               Kusursuzluğun siyah ''ben''indeyim bu gece, en noksan halimle.Yansıtıcı cisimlerin karşısında kendini kaybetmiş insanlar da olabilirim, hor görülmüşlüğün karşısında tüm patavatsızlığıyla  yaşamaya devam eden biri de. Her nefes çekişinde milyonlarca oksijen tanesinin içine girip ciğerlerine dolması, buna karşılık dışarıya sadece küçük buharın çıkması aslında içindeki ölmüş tüm şeylerin  dışavurumudur diyebilirim.Mavinin bütün tonlarında kaybolmayı bütün benliğimle isteyebilirim.Çay damlasının oluşturduğu dairedeki her bir çıkıntının kendi bağımsızlığını kurma çabasını da anlayabilirim.                 Peki her sabah uyandığımdaki bu bilinç kaybına ne demeli? D...