Kozalağımın parçalarını peş peşe ve tek tek söktüm. Her söküşümde, şimdiki zamandan yavaşça eksildim. Eksilmenin, yenilmek olmadğını ise şimdi öğrendim. Yekin sessizliğinde buldum kendimi, Doğruldum bağcıklarımı bağladım. Oysaki iç çamaşırsız bir hayata önceden hazırdım. Parmak uçlarımın yüksekliğinde başım döndü, Avucuma bir yıldız düştü sonra söndü. Ben miyim bu bataklığın sahibi? Kusmamış mıydım üzerine ismi '' anı '' olan bir defterin? Çocukluğumu söndürdü palmiye ağaçları Yine de korkmadım atladım kaçan topun peşinden aşağı Betonun sıcaklığı, sırt üstü yatışlarımda işledi içime Tabutta da sayıklar mı ki ismimi gece? Gündüz düşlerinin ardından yakılan her mumda, Dili oldum duvarların, perdeyi araladım. Kanattım uçtum, kanattım ağladım.